Haberler

Ülkemizde 22 Kasım tarihini içine alan hafta “Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası” 22 Kasım ise “Diş Hekimliği Günü” olarak kutlanmaktadır. Vücudun en spesifik dokularından olan dişler kişinin beslenme fonksiyonunda, konuşmasında ve estetiğinde önemli rol oynamakla birlikte kişinin genel sağlığının da ayrılmaz bir parçasıdır.Toplumun refah düzeyi ile ağız ve diş sağlığı arasında doğrudan bir ilişki mevcuttur.

Ağız ve diş sağlığını olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biri artık tüm dünyada beslenme alışkanlıklarının değişmesidir. Rafine gıdaların tüketimindeki artış, şekerli, yapışkan ve asitli gıdalarla beslenmediş çürüğü riskini artırmaktadır. Bu tür hazır gıdaların diş yüzeylerinden temizlenmesindeki zorluklar, diş fırçalamanın önemini ortaya koymaktadır. Günde en az iki kez diş fırçalamak önerilir. Fakat burada kastedilen fırçayı sadece ön dişlerin dış yüzeylerinde gezdirmek değil doğru bir teknikle yapılan, etkin ve yeterli sürede diş fırçalamadır. Bununla birlikte her gün en az bir defa diş ipi kullanılması gerekmektedir. Diş ipi sayesinde fırçanın ulaşamadığı ve dişlerin en sık çürümeye başladığı ara yüzey bölgeleri de temizlenmiş olur.

Ağzında kuron (kaplama), köprü, implant vb. protetik restorasyonları bulunan kişiler, bu restorasyonları daha uzun süre sağlıklı bir şekilde kullanılabilmek için ilaveten arayüz fırçası ve süperfloss gibi ürünleri de kullanmalıdır. Doğru bir teknikle yapılan fırçalama ile sadece oluşabilecek diş çürüklerinin önüne geçilmez aynı zamanda diş etleri de daha sağlıklı bir hale getirilmiş olur. Toplumumuzda maalesef hâlâdiş etleri kanama yaptığı için dişlerini fırçalamaktan kaçınan bir anlayış mevcuttur. Kanama, diş eti iltihabının bir göstergesi olmakla birlikte doğru fırçalama ile kanama ve iltihap azalacak diş etleri sağlıklı görünümüne kavuşacaktır. Kişi her ne kadar ağız bakımını en iyi şekilde yapıyor olsa da 6 ayda 1 kez diş hekiminin ziyaret edilmesi, erken teşhis ve tedaviler sayesinde ileride daha kompleks tedavilere olan ihtiyacı azaltacaktır.

Ağız ve diş bakımına bebeklikten itibaren özengösterilmesi ve çocukluk döneminde ağız bakımı alışkanlıklarının kazandırılması gerekmektedir. Toplumumuzdakiyanılgılardan biri de nasıl olsa daimî diş gelecek düşüncesiyle süt dişleri bakımının ihmal edilmesidir. Süt dişlerinin erken kaybının ağızda pek çok ortodontikprobleme zemin hazırlayacağı bilinmelidir. Çocuklarda görülen dil itimi, yutkunma bozukluları, parmak emme gibi parafonksiyonel alışkanlıkların sebep olacağı dişsel ve iskeletsel problemlerin teşhis ve tedavisi için ise çocuklar 6 yaş civarında bir ortodonti doktoru tarafından muayene edilmelidir.

21. yüzyılın en önemli sağlık problemlerinden biri olan kanser tüm dünyada artmaya devam etmektedir. Kanser tedavilerinde sıklıkla kullanılan kemoterapi ve radyoterapi işlemleri ağız sağlığı üzerinde yıkıcı yan etkilere sahiptir. Bu sebeple bu tedavilerden önce kanser hastalarının ağızda yapılması gereken tüm dental işlemlerinin tamamlanması gerekir.

Diş enfeksiyonuna sahip hastalar antibiyotik kullanmak konusunda ısrarcı davranmaktadırlar. Çoğu diş enfeksiyonu kanal tedavisi, diş çekimi, drenaj gibi lokal yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Fakat yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanımı, bazı durumlarda sadece mevcut durumu baskılamakta, problemi kaynağına inerek çözmemekte ve şikayetlerin ileri bir dönemde tekrar etmesine zemin hazırlamaktadır. Bununla birlikte antibiyotiklerin uygun olmayan biçimde kullanımı dirençli bakteri türlerinin oluşmasına sebep olur. Antibiyotik direncinin sadece kişiyi ilgilendiren değil toplumu tehdit eden bir problem olduğu bilinmelidir.

Sağlık sisteminin vazgeçilmez bir parçası olan eczacılarımızın gerek ağız ve diş sağlığı bakım ürünlerini halka ulaştırmak gerekse iyi iletişimde bulunarak genel sağlık durumları hakkında bilgi sahibi oldukları bölge insanlarını ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçlendirmek ve diş hekimlerine yönlendirmek açısından desteğine ihtiyaç duymaktayız. Herkesin ağız ve diş sağlığı haftasını kutlar toplumumuza sağlıklı ve mutlu gülüşler dileriz.

   Doç. Dr. Makbule Bilge AKBULUT    

Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Selenge AKBULUT